14 Ocak 2010 Perşembe

Otobüs (1974- imdb'ye göre 1976 olmadı 75'te anlaşalım)




Çok eskilerimde kalmıştı bu film, özlemişim, tazeledim de geldim. Tunç Okan'ın hepitopu üç filminden biri Otobüs, ilki. Tahmin etmek çok da zor olmasa gerek, bi otobüs var filmde, içi dolu kuzucuk. Otobüsü tee memleketten elin şıtokolmünün meydanının ta ortasına parkedip çekip defolup giden, boynu altında kalasıca bi çakalımız var.. İş, aş, dolaylı eş vaadiyle kandırdığı safımbenimlerden cukkaladığı paraları (bozukluklarına kadar sömürür vijdansız, bi tanesi diliyle ıslattığı kurşun kalemiyle not alır ne verdiğini, off, yazıktır ya günahtır beaa) yiye yiye oranın en dandik rospikleriyle yer..Rospikler ama onlar da çakalın önde gideni, hele o gözlüklü tontiş yok mu (var), saat çıkarıp kurdu bi de iş arkadaşının mesaisi başlar başlamaz.. Fazla mesai yapmak zorunda kalmadılar neyse ki. Aziz Nesin'in filme yorumu:
Bu film çok saçma, ben milletimi bilirim, o kadar Türk bir otobüste İsveç'in ortasında 1 hafta kalacak ve dışarı bile çıkmayacaklar, o kadar zamanda o Türkler dışarı çıkar 3-5 sarışın hatun düdükler iki de kebapçı dükkanı açarlar.
Valla ben duymadım, söyleyenlerin yalancısıyım. Yalan iyi bişey değil ama işte bazen lafın gelişi, geldiği gibi gidişi insanı yalanla kanka yapabilir, insanız hepimiz. İyi de var kötü de içimizde, bigün yiniz sonra bi bakıyoz hooop yang oluvermişiz. Böyle doğamız, değişken delişmen..yeşilmen vardı bi de yelizinden.
Filmin konusu keklenen garipler ve kekleyen çakallar olarak özetlenemez ama ben özetledim geçti artık. Çakalı da kekleyen daha çakal biri çıkar elbet bigün, karma dünyası, rüzgarı ekiyosan fırtınasında ay şapkam uçtu vay eteem havalandı demiyceksin. Etekle şapka da nepçim olmuş, git değiştir hacı. İşte otobüs meydanda kalır öyle, bayaa bildiğin meydan..

Sarışın parlak bi polis gelir, ya da zabıta ya da meydan bekçisi bilemiyorum artık, eldivenli elleriyle zorlar ama açamaz külüstürün kapısını, içerdekiler bu sırada yusuflardan yusuf beğenir. Akşam olur, yavaş yavaş inlerinden çıkarlar, temel ihtiyaçları sırasını bozmadan karşılamak gereklidir. İçlerinden biri kaybolur (ne de özenli taramıştı seyrek saçlarını), tünediği yerde donar, düşer arkaüstü..Pek fena sahnedir, belki abartıdır ama etkili midir, bence evat. Tunç Okan kendi de oynamıştır, geleceğe dönüşteki çılgın pırof kılıklı bi isveçlinin yanaşması olarak bi gece klübüne gider, orda gördükleri yüzünden dellenir. Bu karakter, arada pamuk tarlasında çalışan işçi görüntüleri görür hep zaten. Bi şok yaşıyodur kesin, kültür mü artık neyse bişey var. O da zayi olur maalesef.
Sürreal sahneler de var (sürmanşet var, bi de sürklase o da güzel), maskeli tipler kovalamaçlar filan. Oralar biraz denişik, tuvaletteki eleman var artık junkie midir nedir günahı boynuna, pek bi uğursuz. Bizimkilerden birinin kara kaşına kara gözüne baka baka konuşur ama iletişemez. Otobüs hala meydandadır, ertesi gün olur. İki eksikle otobüstedir herkes, üşümüşlerdir çok, ama bıraksan sanki orda yaşlanmaya hazırlar gibi bi halleri de vardır. Yetkili isveçliler bu sefer açabilirler otobüsün kapısını, sorarlar kimsiniz nesiniz diye; susarlar, bakarlar..bakarlar, susarlar. Ta ki herbiri otobüsten, oluşturdukları yekvücuttan birer birer kopartılan uzuvlar gibi çekip çıkarılana dek.


Gurbetlik zor zanaat, acıklı mesele. Ekmek paran için vatanından kopmak fena; hade koptun, ekmek de yalan olduysa daha da fena. Diş doktoru Tunç Okan iyetmiş de çekmiş bu filmi, özel film, güzel film. Bir kere izlemeyle yetinmem. Benim kriterim de bu işte, bi daha izlemek geliyosa içimden çok iyidir o film bana göre. Biraz tırt bi kriter, bilimsellikten uzak filan ama iyi kötü kriter, ya hiç olmıyaydı.

kendime not: balkız var bak, onu da yaz bi ara.

4 yorum:

manial dedi ki...

genccc ,aferinn yazmuşşuun yinee..
flying dutchman da en iyi türk drama filmi oylamasında war bu ''otobus''..bi de sen yzınca merak ettim yaww.. en yakn zmnda izlemellii..

korkuluksuz köprü dedi ki...

heya gördüm ben de, balkız da var orda, bi diğer filmi yok..onu ben de izlemeyemedim henüz, meraklardayım.

equinox dedi ki...

aa ben bi haberdim bu filmden be yaw. ne iyi etmissiniz de yazmissiniz. merci!

'bir daha izlemek geliyorsa icimden' kriterinizi ben de kullaniyorum ama utancimdan kimselere soyleyemiyordum. :-)

korkuluksuz köprü dedi ki...

riciderim ne demek, izleyiniz izlettiriniz hatta..

Related Posts with Thumbnails